Sör Joshua Reynolds’ın Söylemleri Üzerine Notlar*
William Blake (1757-1827) yalnız bir kurt olmasına rağmen Aydınlanma karşıtı romantik ayaklanmaların birkaç yönünü simgelemektedir. Blake, dini bir mistik, lirik ve sembolik bir şair ve doğayı taklit etmeyi reddeden bir ressamdı. 1808 dolaylarında yazdığı aşağıdaki notlarda Blake, Sör Joshua Reynolds’ın simgesi olduğu sanat eleştirisi türü hakkındaki düşüncelerine yer vermiştir. (Metnin yazıldığı yıllardaki İngilizce üslubun metinde yansıtılmaya çalışıldığına dikkatinizi çekeriz.)
Bu adam sanatı budamak için yaratılmış.
William Blake’in düşüncesi bu. Benim bu görüşe dair gerekçelerim aşağıdaki notlarda verilmiştir…
Reynolds, dâhiliğin öğretilebileceğini ve tüm esinlenme iddialarının bir yalan ve aldatmacadan ibaret olduğunu düşünmektedir. Eğer söylendiği gibi esinlenme bir aldatmacaysa, İncil delilikten başka bir şey değildir. Bu düşüncenin kökeni İlham Perilerini esin kaynağı olarak gören Yunanlılara dayanır:
“Kendi başına dini coşku sizi fazla ileriye götüremez.”
Coşku kendi başına her şeydir! Bacon’ın felsefesi İngiltere’yi perişan etti. Bacon sadece yeni bir Epicurus gibidir. (…)
Zihninde ve düşüncelerinde bile gökyüzüne gitmemiş birisi asla ressam olamaz.
Düz bir anlayışın üzerinde bir anlayışa sahip olan ressamlar, bu Budalalar Başkanı tarafından alay ve yok edilirler…
Reynolds’ın sanatla budalaların uğraşmasını istediği gayet açıktır, çünkü bu amaçla tüm kararsız coşkucuları ve delileri bu alana yönlendirmektedir.
Mantığın resim sanatıyla nasıl bir ilgisi olabilir ki?
İdeal güzelliğin bilgisi sonradan edinilemez. Bu bilgi doğuştan gelir. Her insanda, onunla beraber doğan ve yaradılıştan gelen düşünceler vardır. Bu düşünceler insanın kendisidir. Doğuştan bu düşüncelere sahip olmadığını iddia eden birisi, vicdanı ya da doğuştan becerisi olmayan bir budala ve hilekârdır. (…)
Bir ana form, diğer tüm formların birleşiminden oluşur; bu yüzden tüm diğer formların deforme olması ana formu etkilemez.
Tüm formlar şairin zihninde mükemmeldir ancak bu formlar doğadan alınmış veya toplanmış değildir. Bu formlar tasavvurun ürünüdür. (…)
Genel doğa nedir? Böyle bir şey var mıdır? Peki genel bilgi nedir? Böyle bir şey var mıdır? Kesin bir şekilde konuşmak gerekirse, tüm bilgiler kendine mahsustur. (…)
Tutku ve ifade, güzelliğin kendisidir. Tutkudan ve ifadeden yoksun olan bir yüz zaten bozulmuş demektir. Böyle bir yüz boyansa da, yamalansa da, övülse de, reklamı da yapılsa ancak budalalar tarafından beğenilir. (…)
Eğer sanat gelişen bir şey olsaydı, Michelangelo ve Rafael’lerin sanatta birbirlerinin önüne geçtiklerine ve birbirlerinden daha başarılı olduklarına şahit olurduk. Fakat durum böyle değildir. Deha sahibiyle beraber ölür ve bir daha geri gelmez. Ta ki başka birisi onunla dünyaya gelene kadar...
Reynolds’a göre insan bildiği şeyleri öğrenir. Ben de, tam aksine, insanın doğuştan sahip olduğu veya olabileceği her şeyi beraberinde getirdiğini söylüyorum. İnsan ekilip dikilmiş bir bahçe gibi doğar. Bu dünya bir tohum üretemeyecek kadar aciz durumdadır. (…)
Tanrı doğrunun matematiksel göstergelerle sınırlandırılmasını yasaklamıştır! (…)
Burke bir itirafında, aklın ve hayal gücünün ölümlü olduğunu ve çürüyen doğaya karşı bir üstünlüğü olmaması gerektiğini düşündüğünü söyler. Böyle bir durum, Epikür ve Newton felsefesinin sonu olur ve bu son ateizmdir.
* William Blake’in Yazılarından, ed. Geoffrey Keynes, vol. IE, s. 5,15, 20, 25-5, 34, 41, 46, 48, 1925, The Nonesuch Press.