Reform hareketi hakkında düşünürken Luther’in kiliseye yönelik eleştirilerinde halk tarafından desteklenen fikirleri yansıttığını ve hareketin içindekilerin, onu reddedenlerin ve diğer reformcuların bir reformun gerekli olduğuna inanmaya devam ettiklerini unutmamak gerekir. On Beşinci yüzyılın sonlarında Cizvitlerin ve diğer Katolik Reformu tarikatlarının habercisi olan yeni tarikatlar kurulmaya başlamıştı.
1519’dan sonra Luther ile kilise otoritelerinin arasındaki ayrılık genişledikçe her iki tarafta da Hıristiyanlığın parçalandığını görmek istemeyen ılımlı kişiler ortaya çıkmıştı. Örneğin Luther’in insancı arkadaşı ve işbirlikçisi Melanchthon ve kendisi de bir ahlakçı ve insancı olan Cardinal Sadoleto, sorunları çözmek için çabalayarak yazışıyordu. 1540’ların sonlarında İmparator V. Charles, Katolik ve Protestan liderlerin bir konferansta birleşmek için ortak bir zemin bulabileceklerine inanıyordu.
Bu hamleler yapılırken kilise de herkesçe bilinen suiistimallere çare bulmaya çalışıyordu. Protestanların eleştirileri Katolik Reformcuların harekete geçmesini zorlaştırıyordu ama neticede yüksek rütbeli din adamlarının ve seçkin sivillerin katıldığı bir komisyon kuruldu ve 1538’de Papa III. Paul’a bir rapor verdi. Aşağıdaki parça bu rapordan alınmıştır.