Yahudilerin Tanrı ile İlişkisinin Temelinde Ne Vardı?
Yaratılış Kitabı, Tanrı’nın Hz. İbrahim’e Mezopotamya’da -Kalde Medeniyeti’nin Ur şehrinde- seslenerek uzak bir diyara gelmelerini buyurduğunu ve bunu yaparken kuluna sadece bir anayurt vaat etmekle kalmayıp güçlü ve kalabalık bir soy da vaat ettiğini söyler. Vaat edilen anayurt Kenan’dır. Hz. İbrahim, zamanı gelince, akrabaları ve uşaklarıyla birlikte buraya gider. Ancak henüz, meşru karısı Sara’dan olma bir erkek evlat sahibi değildir ve karı koca çok yaşlıdırlar. Yahudiler ve daha sonra Hıristiyanlar, Hz. İbrahim’in bu hikâyesinde, Tanrı’nın tüm insanlığı ilgilendiren tebliğini almak üzere neden kendilerini seçtiğinin kısmi açıklamasını bulurlar.
Yaratılış (Genesis) İbrahim’in Hikayesi
RAB verdiği söz uyarınca Sara’ya iyilik etti ve sözünü yerine getirdi. Sara hamile kaldı; İbrahim’in yaşlılık döneminde, tam Tanrı’nın belirttiği zamanda ona bir erkek çocuk doğurdu. İbrahim, Sara’nın doğurduğu çocuğa İshak adını verdi. Tanrı’nın kendisine buyurduğu gibi oğlu Hz. İshak’ı sekiz günlükken sünnet etti. İshak doğduğunda İbrahim yüz yaşındaydı. Sara, “Tanrı yüzümü güldürdü,” dedi, “bunu duyan herkes benimle gülecek. Kim İbrahim’e Sara çocuk emzirecek derdi? Bu yaşında ona bir oğul doğurdum.”
Çocuk büyüdü. Sütten kesildiği gün İbrahim büyük bir şölen verdi.
Daha sonra Tanrı, İbrahim’i sınadı. “İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “Buradayım!” dedi. Tanrı, “İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya2 bölgesine git,” dedi, “orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.” İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak’ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı’nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı. Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü. Uşaklarına, “Siz burada, eşeğin yanında kalın,” dedi, “tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.” Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak’a yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken İshak İbrahim’e, “Baba!” dedi. İbrahim, “Evet, oğlum!” diye yanıtladı. İshak, “Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?” diye sordu. İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak,” dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler.
Tanrı’nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak’ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. Ama RAB’bin meleği göklerden, “İbrahim, İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “İşte buradayım!” diye karşılık verdi. Melek, “Çocuğa dokunma!” dedi, “ona bir şey yapma. Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.” İbrahim çevresine bakınca boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. Oraya “Yahve yire”3 adını verdi. “RAB’in dağında sağlanacaktır,” sözü bu yüzden bugün de söyleniyor. RAB’in meleği göklerden İbrahim’e ikinci kez seslendi: “RAB diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yaptığın için, biricik oğlunu esirgemediğin için seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek. Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin.”