I. Cilt
( - 1350)

II. Cilt
(1350 - 1650)

III. Cilt
(1650 - 1800)

IV. Cilt
(1800 - 1970)

Pellegrino Zambeccari’ye Mektup*

Coluccio Salutati

Sevgili Pelegrino, karmaşadan uzak durmanın, güzel şeylerden kaçınmanın, kendini tecrit etmenin, bir keşiş gibi inzivaya çekilmenin mükemmelliğe6 giden yol olduğuna inanma. Çalışmalarına mükemmeliyet kazandıran, sana kimsenin değmemesi ve değemeyecek olmasını sağlayacak olan şey senin içindedir. Eğer ruhun dışsal şeyleri, mesela şehir meydanını, forumu, mahkemeyi, şehrin en kalabalık yerini içselleştirmezse, gerçek bir inziva ve kusursuz bir yalnızlık işte bu olurdu. Ruh kendinden uzakta olan şeyleri hatırlamak veya yakındakilerle büyülenmek suretiyle dışa döner. Yalnız bir yaşam sürmenin yararı nedir, bilmiyorum. Zira ruh hep zihnin veya arzuların tetiklediği bir şeyler düşünür. Söyle bana Pellegrino, Tanrı en çok kimi seviyordu? Tembel Paulus7’u mu, yoksa faal İbrahim’i mi? On iki oğlu, sürüleri, iki karısı ve tüm servetiyle Yakup’un Tanrı için o iki Macar’dan, Theofilus ve Hilarion’dan daha değerli olduğu kanısında değil misin? Üstün kişiler arasında kendisini faal yaşama verenler, sadece ruhani şeylerle meşgul olanlardan sayıca çok daha fazladırlar.

(…) Dualarla yetinmemeli, bu yolla cennete yaklaştığına inanmamalı, seküler dünyanın bir parçası olduğum için beni suçlamamalısın. Şüphesiz sen dünyadan kaçmak suretiyle dünyaya gökten inmiş gibi olacaksın, ben ise dünyada kalarak kalbimi cennete açmış olacağım. Aileni, çocuklarını, akrabalarını ve arkadaşlarını düşünüp onlarla ilgilenir, onlara bakarsan Tanrı’yı daha çok mutlu eder, kalbini cennete açmış olursun. Sıradan şeylerle meşgul olmak suretiyle, kendini O’na daha çok vakfedebildiğini ve böylelikle O’nu daha çok mutlu ettiğini düşünüyorsun belki ama O’nun sana tanıdığı imkânlarla aileye, dostlara, devlete yararlı olmak için çalışman gerekiyor…

Netice itibariyle tefekkür daha iyi, daha tanrısal ve daha ulvi olsa da eylemle bir arada olmalıdır. Tefekkürün zirvesinde çakılıp kalmak da gerekmez. Yalvarırım söyle bana, ihmal edilmiş veya natamam olsa da, Mahşer’de iyilik için yapılmış olan işlerden başka neyle yargılanır insan? Fakir fukarayı doyurup giydiren, susamışa su veren, ölüyü gömen, tutukluyu serbest bırakan duyacaktır en tatlı çağrıyı: “Gel, Babamın kutsadığı, dünyanın başlangıcından beri senin için hazırlanmış olan Krallığın tadını çıkar.”

* Studies in the Italian Trecento, Harvard University Press, 1925.

Rönesans, bugün bile, paganizmin seküler ürünlerinde dirildiği bir sanat hareketi olarak görülebilmektedir. Ancak bu görüş, Rönesans’ın esas meselesinin eğitimin geliştirilmesi, değişen dünyanın daha yüksek iyilik standartlarına ulaştırılması olduğunu gerçeğini ıskalar.

Yeni eğitim müfredatının ifadesini bulduğu ilk sistematik yaklaşım, Peter Paul Vergerio’ya (1370-1444) aittir. Vergerio, geleneklere uygun olarak önce Padua’da mantık okumuş, sonra birkaç İtalyan üniversitesinde ders vermiş, klasikler ilgisini çekmeye başlayınca da Bizanslı bir âlimden Yunanca dersi alarak edebiyat dalında kendi kendini yetiştirmiştir. Malûm olduğu üzere, Vergerio zamanında üniversiteler çoğunlukla hukuk, bilim ve tıp alanlarında eğitim vermektedirler.

Vergerio, Beşeri Bilimlere Dair [De ingenuis moribus] adlı tezinde, eğitimde Charlamagne döneminden (742-814) On Beşinci yüzyıla kadar görülen gelişmelerin büyük bir bölümünü sadece ezber tekniği ve anlatım şekli itibariyle değil, müfredat itibariyle de reddeder ve en önemli şey ahlaki gelişim olduğu için örnek oluşturmak suretiyle erdem öğreten tarih ve erdemin ne olduğunu araştıran etik üstünde durur. Tarih ve etik o güne kadar ihmal edilmiş veya hakkındaki çalışmalar yetersiz kalmıştır. Önerdiği müfredatta hitabetin üçüncü sırada olması, üslup ve yurttaşlık bilgisine duyduğu ilgiye atfedilir.

Bu dönemde eğitime dair yazanlar, sadece İtalyanlar değildir. Rabelais’in Gargantua ve Pantagruel adlı çalışmaları, Paris Üniversitesi’nin durumu ve İtalyan eğitim programlarının Fransızcaya çevrilmesini alaya alması itibariyle okunmaya değer eserlerdir. Öte yandan, dönemin eğitime dair bilimsel eserlerinde gerek İngiliz, gerek Fransız, gerekse İtalyanların Hıristiyan ahlakına ne denli önem verdiklerini görmek de mümkündür.

Bu platformun teknik altyapısı Zekare Bilgi Teknolojileri tarafından sağlanmaktadır.