I. Cilt
( - 1350)

II. Cilt
(1350 - 1650)

III. Cilt
(1650 - 1800)

IV. Cilt
(1800 - 1970)

Tanrı İnananlara Ne Buyurur?

Geleneğe göre İshak’ın oğlu, (Hz.) İbrahim’in torunu Yakup, Mısır’a gitmek üzere Kenan’dan bir kıtlık döneminde ayrılmış; on bir oğlunu da beraberinde götürmüştür. On ikinci oğlu Yusuf Mısır’da yerleşik olup hükümdarın yöneticilerinden biri olarak servet sahibi olmuştur. Yakup, Mısır’a vardıktan hemen sonra ölür. On iki oğlu için işler bir süre iyi gider. Nil yakınlarında, Yehova’nın kendilerine ve çocuklarına vaat ettiği topraklardan çok uzak bir bölgeye yerleşirler. Tanrılarının söylediği gibi, Yakup’un soyu burada birkaç yüzyıl yaşayıp çoğalır, devasa bir kalabalık oluştururlar. Ne var ki, “Yakup’u tanımayan bir kral” ortaya çıkar ve Yahudileri ezmeye başlar. Bunun üzerine, Tanrı, (Hz.) Musa’yı göreve çağırır, Yahudileri Mısır esaretinden onun önderliğinde kurtarır. Sonra dehşet dolu bir günde, ıssız Sina Yarımadası’nda bir dağda, Hz. Musa’ya seçtiği bu insanlardan ne beklediğini söylemek suretiyle, kendisiyle onlar arasında yeni bir bağ oluşturur.

Mısır’dan Çıkış (Exodus) On Emir*
TEVRAT

Ve Musa Tanrı’nın huzuruna çıktı. RAB dağdan kendisine seslendi: “Yakup soyuna, İsrail halkına şöyle diyeceksin: Mısırlılara ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz. Şimdi sözümü dikkatle dinler, anlaşmama uyarsanız, bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. Çünkü yeryüzünün tümü benimdir. Siz benim için kâhinler krallığı, kutsal ulus olacaksınız. İsraillilere böyle söyleyeceksin.”

Musa gidip halkın ileri gelenlerini çağırdı ve RAB’bin kendisine buyurduğu her şeyi onlara anlattı. Bütün halk bir ağızdan, “RAB’bin söylediği her şeyi yapacağız” diye yanıtladılar. Musa halkın yanıtını RAB’be iletti. RAB Musa’ya, “Sana koyu bir bulut içinde geleceğim,” dedi, “Öyle ki seninle konuşurken halk işitsin ve her zaman sana güvensin.” Musa halkın söylediklerini RAB’be iletti. RAB Musa’ya, “Git, bugün ve yarın halkı arındır,4” dedi, “giysilerini yıkasınlar. Üçüncü güne hazır olsunlar. Çünkü üçüncü gün bütün halkın gözü önünde ben RAB, Sina Dağı’na ineceğim. Dağın çevresine bir sınır çizdi ve “halka de ki, ‘Sakın dağa çıkmayın, dağın eteğine de yaklaşmayın! Kim dağa dokunursa, kesinlikle öldürülecektir. Ya taşlanacak ya da okla vurulacak; ona insan eli değmeyecek. İster hayvan olsun ister insan, yaşamasına izin verilmeyecek.’ Ancak boru uzun uzun çalınınca dağa çıkabilirler.” Sonra Musa dağdan halkın yanına inip onları arındırdı. Herkes giysilerini yıkadı. Musa halka, “Üçüncü güne hazır olun,” dedi, “bu süre içinde cinsel ilişkide bunmayın.”

Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Derken, çok güçlü bir boru sesi duyuldu. Ordugâhta herkes titremeye başladı. Musa halkın Tanrı’yla görüşmek üzere ordugâhtan çıkmasına öncülük etti. Dağın eteğinde durdular. Sina Dağı’nın her yanından duman tütüyordu. Çünkü RAB dağın üzerine ateş içinde inmişti. Dağdan ocak dumanı gibi duman çıkıyor, bütün dağ şiddetle sarsılıyordu. Boru sesi gitgide yükselince, Musa konuştu ve Tanrı gök gürlemeleriyle onu yanıtladı. RAB Sina Dağı’nın üzerine indi. Musa’yı dağın tepesine çağırdı. Musa tepeye çıktı. RAB, “Aşağı inip halkı uyar,” dedi, “sakın beni görmek için sınırı geçmesinler, yoksa birçoğu ölür. Bana yaklaşan kâhinler de kendilerini kutsasınlar, yoksa onları şiddetle cezalandırırım.” Musa, “Halk Sina Dağı’na çıkamaz,” diye karşılık verdi, “çünkü sen, ‘Dağın çevresine sınır çiz, onu kutsal kıl,’ diyerek bizi uyardın.” RAB, “Aşağı inip Harun’u5 getir,” dedi, “ama kâhinlerle halk huzuruma gelmek için sınırı geçmesinler. Yoksa onları şiddetle cezalandırırım.” Bunun üzerine Musa aşağı inip durumu halka anlattı.

Tanrı şöyle konuştu: Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrı RAB benim.

BENDEN BAŞKA TANRIN OLMAYACAK.

KENDİNE YUKARIDA GÖKYÜZÜNDE, AŞAĞIDA YERYÜZÜNDE YA DA YER ALTINDAKİ SULARDA YAŞAYAN HERHANGİ BİR CANLIYA BENZER PUT YAPMAYACAKSIN. PUTLARIN ÖNÜNDE EĞİLMEYECEK, ONLARA TAPMAYACAKSIN. ÇÜNKÜ BEN, TANRI RAB, KISKANÇ BİR TANRIYIM. BENDEN NEFRET EDENİN BABASININ İŞLEDİĞİ SUÇUN HESABINI ÇOCUKLARINDAN, ÜÇÜNCÜ, DÖRDÜNCÜ KUŞAKLARDAN SORARIM. AMA BENİ SEVEN, BUYRUKLARIMA UYAN BİNLERCE KUŞAĞA SEVGİ GÖSTERİRİM.

TANRI RAB’İN ADINI BOŞ YERE6 AĞZINA ALMAYACAKSIN. ÇÜNKÜ RAB, ADINI BOŞ YERE AĞZINA ALANLARI CEZASIZ BIRAKMAYACAKTIR.

ŞABAT GÜNÜ’NÜ KUTSAL SAYARAK ANIMSA. ALTI GÜN ÇALIŞACAK, BÜTÜN İŞLERİNİ YAPACAKSIN. AMA YEDİNCİ GÜN BANA, TANRI RAB’BE ŞABAT GÜNÜ OLARAK ADANMIŞTIR. O GÜN SEN, OĞLUN, KIZIN, ERKEK VE KADIN KÖLEN, HAYVANLARIN, ARANIZDAKİ YABANCILAR DÂHİL, HİÇBİR İŞ YAPMAYACAKSINIZ. ÇÜNKÜ BEN RAB YERİ GÖĞÜ, DENİZİ VE BÜTÜN CANLILARI ALTI GÜNDE YARATTIM, YEDİNCİ GÜN DİNLENDİM. BU YÜZDEN ŞABAT GÜNÜ’NÜ KUTSADIM VE KUTSAL BİR GÜN OLARAK BELİRLEDİM.

ANNENE, BABANA SAYGI GÖSTER. ÖYLE Kİ, TANRIN RAB’BİN SANA VERECEĞİ ÜLKEDE ÖMRÜN UZUN OLSUN.

ADAM ÖLDÜRMEYECEKSİN.

ZİNA ETMEYECEKSİN.

ÇALMAYACAKSIN.

KOMŞUNA KARŞI YALAN YERE TANIKLIK ETMEYECEKSİN.

KOMŞUNUN EVİNE, KARISINA, ERKEK VE KADIN KÖLESİNE, ÖKÜZÜNE, EŞEĞİNE, HİÇBİR ŞEYİNE GÖZ DİKMEYECEKSİN.

Halk gök gürlemelerini, boru sesini duyup şimşekleri ve dağın başındaki dumanı görünce korkudan titremeye başladı. Uzakta durarak Musa’ya, “Bizimle sen konuş, dinleyelim,” dediler, “ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz.” Musa, “Korkmayın!” diye karşılık verdi, “Tanrı sizi denemek için geldi; Tanrı korkusu üzerinizde olsun, günah işlemeyesiniz diye.” Musa Tanrı’nın içinde bulunduğu koyu karanlığa yaklaşırken halk uzakta durdu.

RAB Musa’ya şöyle dedi: “İsraillilere de ki, ‘Göklerden sizinle konuştuğumu gördünüz. (…)’”

* Kutsal Kitap, Eski Anlaşma, Mısır’dan Çıkış 19:3-20:22, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, 2009.

On Emir’in yanı sıra, Kutsal Kitap’ın ilk beş bölümü (kitabı), Tanrı’nın Yahudilerin riayet etmelerini istediğine inandıkları öğütleri içerir. Ortodoks Yahudiler bunlardan bazılarını bugün de yerine getirmektedirler.

Yaratılış (Genesis)

Tanrı İbrahim’e, “Sen ve soyun kuşaklar boyu, antlaşmama bağlı kalmalısınız,” dedi, “Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek. Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak. Evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dahil sekiz günlük her erkek çocuk sünnet edilecek. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu. Evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak. Sünnet edilmemiş her erkek, halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.”

İÖ Yedinci yüzyılın sonlarındaki kriz, yani bir kavim (halk) olarak Yahudi varlığının ciddi tehlike altında olduğu dönemde, o güne kadar bilinmeyen, Tesniye7 adlı bir kitabın, esrarengiz bir biçimde ortaya çıkmaya başlar. Tesniye, İsrailoğullarıyla Tanrı arasındaki ilişkinin diğer kitaplarda yeterince açık olmayan bir boyutunu vurgulamaktadır.

Yasa’nın Tekrarı (Deuteronomy)*
TEVRAT TESNİYE

Tanrınız RAB’bin size öğretmek için bana verdiği buyruklar, kurallar, ilkeler bunlardır. Mülk edinmek için gideceğiniz ülkede onlara uyun. Yaşamınız boyunca siz, çocuklarınız ve torunlarınız, size verdiğim bütün kurallara, buyruklara uyarak Tanrınız RAB’den korkun ki, ömrünüz uzun olsun. Kulak ver, ey İsrail! Söz dinleyin ki, üzerinize iyilik gelsin, atalarınızın Tanrısı RAB’bin size verdiği söz uyarınca süt ve bal akan ülkede bol bol çoğalasınız.

Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB’dir. Tanrınız RAB’bi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz. Bugün size verdiğim buyrukları aklınızda tutun. Onları çocuklarınıza belletin. Evinizde otururken, yolda yürürken, yatarken, kalkarken onlardan söz edin. Bir belirti olarak onları ellerinize bağlayın, alın sargısı olarak takın. Evlerinizin kapı sövelerine, kentlerinizin kapılarına yazın.

Tanrınız RAB atalarınıza, İbrahim’e, İshak’a, Yakup’a içtiği ant uyarınca, sizi vereceği ülkeye -inşa etmediğiniz büyük ve güzel kentleri, biriktirmediğiniz iyi eşyalarla dolu evleri, siz emek vermeden kazılmış sarnıçları, dikmediğiniz bağları, zeytinlikleri olan ülkeye- götürecek. Orada yiyip doyacaksınız. O zaman dikkat edin! Sizi Mısır’dan, köle olduğunuz ülkeden çıkaran RAB’bi unutmayın. Tanrınız RAB’den korkacaksınız; O’na kulluk edecek ve O’nun adıyla ant içeceksiniz. Başka ilahların, çevrenizdeki usların taptığı hiçbir ilahın ardınca gitmeyeceksiniz. Çünkü aranızda olan Tanrınız RAB kıskanç bir tanrıdır. Öfkelenirse sizi yeryüzünden yok eder. (…)

* Kutsal Kitap, Eski Anlaşma, Yasa’nın Tekrarı, 6:1-15, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, 2009

Bu platformun teknik altyapısı Zekare Bilgi Teknolojileri tarafından sağlanmaktadır.