I. Cilt
( - 1350)

II. Cilt
(1350 - 1650)

III. Cilt
(1650 - 1800)

IV. Cilt
(1800 - 1970)

Cizvit Eğitimi*

Ignatius Loyola

Papalık mührüyle 1540 yılında tasdik edilmiş olan İsa’nın Cemaati, Katolik “Karşı Reform”unun eti ve kemiği durumundadır. Cizvit liderler, eğitimin gerek Protestanlıkla savaşmak, gerekse Katolik inancını yaymakta ne denli önemli olduğunun başından itibaren farkındadırlar. Cemaatin kurucusu ve ilk tarikat lideri olan Aziz Ignatius Loyola (1491-1556) tarafından yazılan İsa Topluluğu’nun Kuralları’nın (The Constitutions of the Society of Jesus) dördüncü bölümünde Cizvit okullarında geleceğin rahipleri ve misyonerleri ile rahip olmayanların (gündüzlü öğrenciler, “nehariler”) eğitimine dair genel kurallar belirtilmiştir. Bir diğer lider, General Claudia Acquaviva (1543-1615) tarafından 1599 yılında cemaat için bastırılan ünlü Çalışma Planı (Ratio Studiorum), topluluğun 1773’te yasaklanmasına dek Cizvit tarikatının eğitiminde resmi kılavuz olur. Eserin basıldığı dönemde faal olan Cizvit okullarının sayısı üç yüz civarındadır.

Topluluğumuzun asıl hedefi, üyelerinin ve komşularının ruhlarının, uğruna yaratılmış oldukları o nihai sona erişmesine yardım etmek olduğundan ve iyi bir ahlaki emsal teşkil etmenin yanı sıra öğrenmek ve öğrendiklerini yöntemlerle aktarmak bu sona erişebilmek için elzem olduğundan; imtihan edileceklere nefsine hâkim olmak ve erdemliliğe doğru giden yolda ilerlemek için uygun bir topluluk kurulmuştur; böylece yazılı bir eğitim ve bunlardan yararlanmak üzere terbiye verilecektir ki, bu sayede Yaradanımız ve Efendimiz olan Tanrı’ya daha iyi kullar olmamızı sağlayabilsinler.

İşte bu amaçla topluluğumuz okullara, hatta bazen üniversitelere veya Studia Generalia’ya4 kucak açmıştır. İnsanlar buralara evlerinde imtihana tabi iken ahlaklı davrananlar için gider; lakin bu kişiler bizim yolumuzun gerektirdiği öğretiler konusunda yeterli eğitime sahip değildir. Bu kişiler ruhların kurtuluşuna dair bu öğreti ve diğer şeyler hakkında buralarda eğitim alabilir. Bu nedenle, evvela okulla ilgili şeylerden, sonra da İlahi Aklın kendi ihtişamı ve övgüsü için bize bahşetmeyi lütfedeceği yardım konusunda üniversite ile ilgili meselelerden bahsedeceğiz.

***

Günah çıkarma ve sohbet ayinlerinin (ki bu ayinlere sekiz günde bir gidilecektir) ve her gün dinleyecekleri Komünyon Ayini’nin yanı sıra, günde bir saatlerini Kutsal Bakire’nin Duası’nı ezberlemeye ve başka diğer dualar okuyarak bahsi geçen vakti doldurana dek günde iki kez vicdanlarının muhasebesini yapmaya ayıracaklardır. Hz. İsa’nın yerine koyarak itaat edecekleri üstlerinin karar ve emirlerine göre bunları yerine getirsinler. (...)

Bu topluluğun öğretisinin, ilahi erdemin de yardımıyla kendi ruhlarının ve komşularının ruhlarının menfaatlerini ileriye götürmek olduğundan, bu genel olarak insanlar için ve bazı özel kişiler için ölçüt olacaktır. Bizimkilerin kendilerini ne tür çalışmalara adayacakları ile bu çalışmalarda nereye kadar gidecekleri bu ölçüte göre belirlenecektir. Genel anlamda konuşmak gerekirse, hem skolastik hem de “pozitif” (Açıklama B) adı verilen bilimler olan farklı dillere ait beşeri bilimler ve mantık, tabiat ve ahlak felsefesi, metafizik ve ilahiyat, bu sona giden yolu açacaktır. Okullara gönderilen öğrenciler bu fakültelerdeki çalışmaları takip edecektir.

(Açıklama B) Şayet üniversitede Konsilleri, Hükümleri, Kilise Babalarını ve ahlak üzerine başka kitapları okumak için yeterince vakit yoksa, üniversiteden ayrıldıktan sonra öğrenci bunları özel çalışma saatlerinde üstlerinin de onayıyla bitirebilir, özellikle de skolastik felsefe üzerine sağlam temeller kurmuş ise.

Öğrenciler her fakültede daha sağlam ve daha kabul gören eğitimi (Açıklama E) ve bu dersleri öğreten yazarları takip etsin, bunun sorumluluğu rektöre ait olacaktır (rektör, Tanrı’nın yüce ihtişamına uygun olacak şekilde tamamen topluluk tarafından belirlenenleri takip etmekle yükümlüdür).

(Açıklama E) Beşeri bilimlere ait eserlerin erdemle ters düşen hiçbir kısmı öğretilmeyecektir. Topluluk eserin geri kalan kısmını “Mısırlıların bozuntusu” olarak kullanabilir. Yazarlarının kötü olması durumunda, Hıristiyanların yazmış oldukları eserlerin iyi olanları bile, bazı okurlar yazara bağlanmasın diye, okunmayacaktır. (...)

Skolastiklerimizin bilimde gösterdikleri ilerlemenin yanı sıra, okullarımızda eğitmek üzere aldığımız gündüzlü öğrencilerin bilim ve ahlakta göstermiş olduğu ilerlemeyi göz önünde bulundurarak, elverişli yerlerde en azından sosyal bilimler alanında halka açık okullar açılsın. Daha ileri disiplinler hususunda, her zaman Tanrı’yı daha fazla memnun etmek amacı göz önünde bulundurularak okullarımızın bulunduğu yerlerin ihtiyaçları doğrultusunda buralarda okullar açılabilir. (…)

***

Topluluğun ve arayışlarının amacı komşusunu bilgilendirmek, Tanrı sevgisi kazandırmak ve ruhlarının kurtuluşunu sağlamak olduğu ve buna ulaşmanın esas yolu ilahiyat fakültesi olduğu için, topluluğun okullarında en çok bu bölüme ağırlık verilecektir. Bu fakültede uygun profesörler tarafından skolastik öğreti, Kutsal Kitap ve amacımıza uygun olduğu sürece pozitif ilahiyat etraflıca öğretilecektir (kutsal metinlerin ihtilaf yaratacak kısımlarına değinilmeyecektir).

Teolojinin öğretilmesi ve uygulanması (özellikle zamanımızda) hem Latince hem Yunanca hem de İbranicede beşeri yazınlar konusunda bilgi birikimi gerektirdiğinden bu konularda da yeterli sayıda, uygun profesör istihdam edilecektir. Söz konusu amaçlarımıza uygun ya da gerekli ise Keldanice, Arapça, Hintçe gibi dillerin profesörleri de ülke farklılığı ve bu diller üzerinde çalışma nedeni göz önüne alınarak istihdam edilebilirler. (…)

Genel olarak (okullar ele alındığında dendiği gibi) bu kitaplar her konuda esaslı ve sağlam öğretilere dayanan derslerin konusunu oluşturacaktır. Öğretisi ya da yazarları hakkında şüphe duyulan kitaplara yer verilmeyecektir. Her bir üniversitede bu kitapların bir listesi yapılmalıdır. İlahiyat konusunda Eski ve Yeni Ahit ile Aziz Thomas Aquinas’ın skolastik öğretisi öğretilecek, “pozitif” olarak adlandırılan bu tür ilahiyat yaklaşımlarında amacımıza en çok faydayı sağladığı düşünülen yazarlar seçilecektir. (…)

Klasik dillerden olan Latince ve Yunanca kitaplar hususuna gelince; uygunsuz cümle ve konular bu kitaplardan çıkarılmamışsa üniversiteler ile okullarda, güzel ahlaka zarar verebilecek hususların yer aldığı gençlik kitaplarının okunmasından mümkün mertebe sakınılsın (Açıklama D).

(Açıklama D) Terence’de5 olduğu gibi eğer bazı kısımların çıkarılması mümkün değilse, bu kitaplar asla okunmamalıdır; yoksa bu tür konular saf olan ruhu kirletir.

Mantık, tabiat felsefesi, ahlak felsefesi ve metafizik konularında Aris-to’nun öğretisinin izinden gidilecektir.

* The Constitutions of the Society of Jesus (Hz. İsa Topluluğu’nun Kuralları), IV. bölüm.

Bu platformun teknik altyapısı Zekare Bilgi Teknolojileri tarafından sağlanmaktadır.