Günah Nedir ve Günahtan Nasıl Kurtulunur?
Havari Yuhanna Hz. İsa’nın ilk müritlerindendir ve O’nun dünyevi vaizliği sona erinceye kadar yanından ayrılmaz. Yuhanna uzun bir ömür sürmüş, Hıristiyanlığın kuruluşuna tanıklık edenlerden belki de daha çok yaşamıştır. Yeni Ahit’in dördüncü Gospel’i (Hıristiyanlığın esasları) ile son kitabı, Vahiy’i onun yazdığı düşünülmektedir. Sonraları Vahiy’i yazdığı Patmos Adası’na sürgüne gönderilmeden önce, Pavlus gibi o da bir dizi mektup kaleme alır. Bu mektuplar, yaşlı bir Hıristiyan’ın uzun yıllar boyunca umutla, endişeyle izlediği yeni inananlara ve inancı geliştirenlere öğütleri mahiyetindedir. Pavlus gibi, Yuhanna da insanoğlunun kötülüğünü ve bu kötülüğe karşın Tanrı’nın merhametini anlatır.
Birinci Mektup*
Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize, “Tanrı’nın çocukları,” deniyor! Gerçekten de öyleyiz. Dünya, Baba’yı tanımadığı için bizi de tanımıyor. Sevgili kardeşlerim, daha şimdiden Tanrı’nın çocuklarıyız, ama ne olacağımız henüz bize gösterilmedi. Ancak, Mesih göründüğü zaman O’na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz. Mesih’te bu umuda sahip olan, Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar.
Günah işleyen, Yasa’ya karşı gelmiş olur. Çünkü günah demek, Yasa’ya karşı gelmek demektir. Mesih’in günahları kaldırmak için ortaya çıktığını ve kendisinde günah olmadığını bilirsiniz. Mesih’te yaşayan, günah işlemez. Günah işleyen O’nu ne görmüştür, ne de tanımıştır.
Yavrularım, kimse sizi aldatmasın. Mesih doğru olduğu gibi, doğru olanı yapan da doğru kişidir. Günah işleyen İblis’tendir. Çünkü İblis, başlangıçtan beri günah işlemektedir. Tanrı’nın oğlu, İblis’in yaptıklarına son vermek için ortaya çıktı.
Tanrı’dan doğmuş olan, günah işlemez. Çünkü Tanrı’nın tohumu onda yaşar. Tanrı’dan doğmuş olduğu için günah işleyemez. Doğru olanı yapmayan ve kardeşini sevmeyen kişi Tanrı’dan değildir. İşte Tanrı’nın çocuklarıyla İblis’in çocukları böyle ayırt edilir. Başlangıçtan beri işittiğimiz buyruk şudur: Birbirimizi sevelim. (…)
Sevgili kardeşlerim, birbirimizi sevelim. Çünkü sevgi Tanrı’dandır. Seven herkes Tanrı’dan doğmuştur ve Tanrı’yı tanır. Sevmeyen kişi Tanrı’yı tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir. Tanrı biricik oğlu aracılığıyla yaşayalım diye O’nu dünyaya gönderdi, böylece bizi sevdiğini gösterdi. Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur. Sevgili kardeşlerim, Tanrı bizi bu kadar çok sevdiğine göre, biz de birbirimizi sevmeye borçluyuz. Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı’yı görmüş değildir. Ama birbirimizi seversek, Tanrı içimizde yaşar ve sevgisi içimizde yetkinleşmiş olur.
Tanrı’da yaşadığımızı ve O’nun bizde yaşadığını bize kendi Ruhu’ndan vermiş olmasından anlıyoruz. Baba’nın Oğlu’nu dünyanın Kurtarıcısı olarak gönderdiğini gördük, şimdi buna tanıklık ediyoruz. Kim Hz. İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğunu açıkça kabul ederse, Tanrı onda yaşar, o da Tanrı’da yaşar. Tanrı’nın bize olan sevgisini tanıdık ve buna inandık.
Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar. Yargı gününde cesaretimiz olsun diye sevgi böylelikle içimizde yetkin kılınmıştır. Çünkü Mesih nasılsa, biz de bu dünyada öyleyiz. Sevgide korku yoktur. Tersine, yetkin sevgi korkuyu siler atar. Çünkü korku işkencedir. Korkan kişi sevgide yetkin kılınmamıştır. Bizse seviyoruz, çünkü önce O bizi sevdi. “Tanrı’yı seviyorum,” deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı’yı sevemez. “Tanrı’yı seven kardeşini de sevsin,” diyen buyruğu Mesih’ten aldık.
Hz. İsa’nın Mesih olduğuna inanan herkes Tanrı’dan doğmuştur. Baba’yı seven O’ndan doğmuş olanı da sever. Tanrı’yı sevip buyruklarını yerine getirmekle, Tanrı’nın çocuklarını sevdiğimizi anlarız. Tanrı’yı sevmek, O’nun buyruklarını yerine getirmek demektir. O’nun buyrukları da ağır değildir. Çünkü Tanrı’dan doğmuş olan herkes dünyayı yener. Bize dünyaya karşı zafer kazandıran imanımızdır. Hz. İsa’nın Tanrı Oğlu olduğuna iman edenden başka dünyayı yenen kim?
Suyla veya kanla gelen Hz. İsa Mesih’tir. O yalnız suyla değil, suyla ve kanla gelmiştir. Buna tanıklık eden Ruh’tur. Çünkü Ruh gerçektir. Şöyle ki, tanıklık edenler üçtür: Ruh, su ve kan. Bunların üçü de uyum içindedir. İnsanların tanıklığını kabul ediyoruz, oysa Tanrı’nın tanıklığı daha üstündür. Çünkü bu, Tanrı’nın tanıklığıdır, kendi Oğlu’yla ilgili olarak yaptığı tanıklıktır. Tanrı’nın oğluna inanan, yüreğinde Tanrı’nın tanıklığına sahiptir. Tanrı’yı tanımayansa O’nu yalancı durumuna düşürmüş olur. Çünkü Tanrı’nın Oğlu’yla ilgili tanıklığına inanmamıştır. Tanıklık da şudur: Tanrı bize sonsuz yaşam verdi, bu yaşam O’nun Oğlu’ndadır. Kendisinde Tanrı Oğlu bulunanda yaşam vardır, kendisinde Tanrı Oğlu bulunmayanda yaşam yoktur.
Tanrı’nın Oğlu’nun adına iman eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilesiniz diye bunları yazdım.
Tanrı’nın önünde güvenimiz şu ki, O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir. Her ne dilersek bizi işittiğini bildiğimize göre, O’ndan dilediklerimizi aldığını da biliriz.
Kardeşinin ölümcül olmayan bir günah işlediğini gören, onun için dua etsin. Duasıyla kardeşine yaşam verecektir. Bu ölümcül olmayan günah işleyenler için geçerlidir. Ölümcül günah da vardır, bunun için dua etsin demiyorum. Her kötülük günahtır, ama ölümcül olmayan günah da vardır.
Tanrı’dan doğmuş olanın günah işlemediğini biliriz. Tanrı’dan doğmuş olan Hz. İsa Mesih onu korur ve kötü olan ona dokunamaz.
Biliyoruz ki, biz Tanrı’danız, bütün dünya ise kötü olanın denetimindedir.
Yine biliyoruz ki, Tanrı’nın Oğlu gelmiş ve gerçek olanı tanımamız için bize anlama gücü vermiştir. Biz gerçek Olan’dayız, O’nun Oğlu Hz. İsa Mesih’teyiz. O gerçek Tanrı ve sonsuz yaşamdır.
Yavrularım, kendinizi putlardan koruyun.
* Kutsal Kitap, Yeni Antlaşma, Aziz Yuhanna Birinci Mektup 3:1-5:21 Kitabı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, Nisan 2009