Biçem ve İfadeye Dair*
Bu yüzden onlar (Kraliyet Cemiyeti) deneyleri yönetti, geliştirdi ve deneyler hakkında hükümler verip tahminlerde bulundular. Ama sonunda, bu işte ve gözetiminde oldukları tüm diğer işlerde, cemiyetin çok fazla kaygılandığı bir konu daha var ve bu da konuşmalardaki tavırdır; konuşmalardaki tavra çok dikkat edilmezse konuşmanın gösterişli ve ağdalı hali yüzünden amaçlarının tüm ruhu ve canlılığı kısa zamanda tükenir. Gereksiz ve çok konuşmanın hastalıklı etkileri birçok sanatı ve mesleği çoktan boğmuştur; öyle ki, mutlu bir hayatın vasıtalarını ve çürümenin sebeplerini düşündüğümde önceden söylediklerimden caymaktan çekiniyorum; huzur ve iyi huylar için öldürücü bir etkisi olduğu için belagatin tüm medeni toplumlardan uzaklaştırılması gerektiği sonucuna varıyorum. Bu fikre tamamen eğilimli olmamamın sebebi bu silahın kötüler kadar iyiler için de kolayca tedarik edilebilir olmasıdır; bu adamlar bu silahı fırlatıp atar, diğerleri de muhafaza ederse, erdemin korumasız masumiyeti her durumda kötülerin silahlı hainliklerine maruz kalacaktır. (…)
Bu sahte mecazların ve figürlerin elimizdeki bilgilere getirdiği sisleri ve belirsizlikleri sinirlenmeden kim seyredebilir? Daha kârlı ve zor bilimlerde kaç ödül, güzel konuşmanın basit gösterişi yüzünden kaptırıldı! Bu adil öfkeye kapıldığımdan dolayı, bazı yazarların ve hatiplerin büyük gördüğü tüm bu sözde gizemlerin sığlığını ele vermekten kendimi alamıyorum. Birkaç kelimeyle, insanoğlunun çalışmaları içinde hiçbir şeyin dünyada bunca gürültü çıkaran bu kusurlu deyim bolluğu, bu metafor hileleri, bu dil çabukluğu kadar kolay elde edilemeyeceğini söylemeye cüret edeceğim. Ancak sözlerimi boşa harcıyorum, çünkü kötülük bugün öylesine yerleşmiş ki, kimi suçlayacağımızı veya reforma nereden başlayacağımızı bilmek çok zor. Bu güzel kandırmacada birbirimize çok fazla değer veriyoruz, ayrıca eğitimimiz sırasında onun için o kadar fazla çaba harcadık ki, onun hakkında hak ettiğinden daha şefkatli düşünmekten kendimizi alamıyoruz. (…)
Bu sebeple onlar (Kraliyet Cemiyeti) bu aşırılık için bulunabilecek tek çareyi yürürlüğe koyma konusunda çok sert önlemler almıştır; tüm abartmaları, konu dışı sözleri ve biçem aşırılıklarını kesin bir kararlılıkla reddetmişlerdir; insanların neredeyse kelimeleri ile aynı sayıda şeyi ifade ettiği dönemin ilkel saflığını ve kısalığını geri getirmişlerdir. Tüm üyelerini samimi, yalın ve doğal bir konuşmaya, pozitif ifadelere, açık bir mantığa, yerel kolaylığa, her şeyi mümkün olduğunca matematik sadeliğinde ifade etmeye mecbur tutmuşlar; akıllıların ve âlimlerin değil, zanaatkârların, vatandaşların ve tüccarların dilini tercih etmişlerdir.
* Thomas Sprat, Londra Kraliyet Cemiyeti’nin Tarihi, Londra, S. Chapman, 1722, s. 111-113.