Batı insanı, düşünsel geçmişi ve onu şekillendiren girift gelenekleri hakkında Rönesans öncesinden başlayan, on dokuzuncu yüzyıldan bu yana katlanarak hızlanan bilinçlenme süreci içindedir. İşbu sürecin temel unsurlarını kapsadıkları ve temsil ettikleri için seçilen belgeleri incelemeye başlamadan önce, okurun baş etmek durumunda olduğu kütleye ilişkin fikir sahibi olmasında yarar olduğu düşüncesiyle, sunuma ünlü Protestan İlahiyatçı Reinhold Niebuhr’un (1892–1971) hayli kapsamlı ve kolay anlaşılır çalışmasıyla başlıyoruz. Niebuhr’un bir özelliği, değerlendirmelerinin Hıristiyanlar kadar Hıristiyan olmayanlar tarafından da ilgiyle karşılanıyor olmasıdır. Yeri gelmişken, benzer durumun, kitaplardaki diğer belgeler için de geçerli olduğuna işaret etmek isteriz. Okur, metinlerin bazılarıyla bazen hemfikir olurken, diğer bazılarına da kısmen yahut külliyen karşı çıkabilecektir. Her halükarda, Niebuhr’un araştırması, okuru ikna etmeye yönelik bir makale değil, oldukça nesnel bir yol haritası olarak algılanmalıdır. Dileyen okur, Niebuhr’un sunduğu özeti atlayıp araştırmasına asıl metinlerle devam edebilir.