Temel Hatalar Listesi*
1846-1878 yılları arasında papalık yapan XI. Pius, papalığının ilk yıllarında geri kalmış Papalık devletlerinde reformlar yaptığı için başlangıçta liberal olarak nitelenmiş; ancak, 1848 Devrimi, Roma Cumhuriyeti’nde Mazzini yönetimine yol verince Roma’dan kaçmış ve liberalizmin koyu bir aleyhtarı olmuştur. Nitekim başpiskoposluğunun son yıllarında, Avrupa liberal hareketini kınar ve Papalığın yanılmazlık beyannamesinin güvencesi altında, 1870 Vatikan Konseyi’nde liberal kamuoyuna meydan okur. 1864’te yayımlanan Hatalar Listesi, Pius’un liberalizmi en sistematik biçimde kınadığı belgedir ve Pius’un önceden karşı çıktığı seksen sorunun bir listesini içerir. Bu listenin olumsuz bir üslupla hazırlandığı, dolayısıyla orijinal metindeki her maddenin, “Asla doğru değildir ki…” şeklinde başlıyor olması dikkat çekicidir. Bir diğer ifadeyle, aşağıda sunulan söz konusu belgedeki önermelerin tersi doğrudur.
En Kutsal Efendimiz Papa XI. Pius’un kilise meclisi söylevlerinde, tamimlerinde ve Papalık mektuplarında kınanmış olan, günümüzün temel hatalarının listesidir.
Liberaller Nerede Yanlış Yapıyorlar?
1. Evrenden bağımsız olan En Üstün, tümüyle bilge, tümüyle basiretli bir İlahi Varlık yoktur ve Tanrı şeylerin doğasıyla özdeştir ve bu nedenle değişime açıktır. Doğrusu Tanrı, insanın ve dünyanın içinde oluşur ve her şey Tanrı’dır, Tanrı’nın özünü içerir. Tanrı dünya ile aynı şey olduğu için ruh ile madde, gereksinim ile özgürlük, iyi ile kötü, adalet ile adaletsizlik de aynı şeydir.
2. Tanrı’nın insan ve dünya üzerindeki tüm etkileri inkâr edilmelidir.
3. İnsan aklı, Tanrı ile hiçbir bağı olmaksızın, doğru ile yanlışın ve iyi ile kötünün tek belirleyicisidir; kendi yasalarını koyar ve doğal gücüyle insanların ve ulusların refahını sağlamakta yeterlidir.
4. Dinin tüm gerçekleri insan aklının doğuştan gelen gücünden kaynaklanır; bundan ötürü akıl, sayesinde insanın her tür gerçeğin bilgisine ulaşabileceği ve ulaşması gereken nihai payandadır.
5. İlahi vahiy kusurludur ve bu yüzden insan aklının gelişimi gibi sürekli ve belirsizlik gösteren ilerlemeye tabidir.
6. İsa inancı insan aklına ters düşer ve ilahi vahiy işe yaramadığı gibi, insanın tekamülüne de zarar verir.
7. Kutsal kitaplarda ileri sürülen ve kayıtlı olan kehanetler ve mucizeler şairlerin hayal ürünü, Hıristiyan inancının gizemleri de felsefi araştırmaların sonucudur. Eski ve Yeni Ahit’te efsanevi şeyler vardır ve Hz. İsa’nın kendisi de bir mittir.
8. Nasıl insan aklı dinle bir tutulursa, ilahiyat bilimleri de felsefe bilimiyle bir tutulmalıdır.
9. Hıristiyan dininin tüm dogmaları, istinasız bir biçimde, doğal bilimin ya da felsefenin konusudur; yalnızca tarih boyunca aydınlanmış olan insan aklı, kendi doğal gücü ve prensipleriyle en anlaşılması güç dogmaların bile -bu dogmaların aklın kendisine, onun konusu olarak arz edilmesi şartıyla- bilgisine ulaşabilir.
10. Felsefeci ve felsefe ayrı şeyler olduğuna göre, felsefecinin doğru olduğunu kanıtladığı otoriteye tabi olması onun hakkı ve görevidir; ancak felsefe böyle bir otoriteye ne boyun eğebilir ne de eğmelidir.
11. Kilise felsefeyi asla yargılamadığı gibi, hatalarına müsamaha göstermeli ve bunların felsefenin kendisi tarafından düzeltmesine izin vermelidir.
12. Papalık kararnameleri ve Roma cemaati, bilimin ilerlemesini engellemektedir.
13. Eski skolastiklerin ilahiyatı işledikleri15 metot ve prensipler, günümüz ihtiyaçlarına ve bilimin ilerlemesine uygun değildir.
14. Felsefe doğaüstü vahiyler dikkate alınmaksızın ele alınmalıdır.
15. Her insan, aklın ışığıyla, herhangi bir dini benimsemekte ve bunu açıklamakta özgürdür.
16. İnsan, sonsuz kurtuluşun yolunu herhangi bir dinin kurallarına uymak suretiyle bulup ona ulaşabilir.
17. Hz. İsa’nın Kilisesi’nden olmayan herkes için (de) sonsuz kurtuluş umudu vardır.
18. Protestanlık, Tanrı’yı memnun etme şekli itibariyle, Katolik Kilisesi ile aynı sahici Hıristiyan dininin başka bir şeklidir.
IV. ve V. bölümler sosyalizmle ve Kilise ve Kilise’nin haklarına dair liberal görüşlerle ilgili hataları kınamaktadır.
39. Tüm hakların kaynağı olarak, devlete sınırsız hak bahşedilmiştir.
40. Katolik Kilisesi’nin öğretileri toplumun esenliğine ve çıkarlarına ters düşer.
41. Hükümet, imansız bir hükümdarın elinde bile olsa, din işleri üzerinde dolaylı bir negatif güç uygulama hakkına sahiptir. (...)
42. İki güç tarafından (hükümet ve Kilise) çıkarılan yasaların birbiriyle çelişmesi halinde, sivil hukuk üstün gelir.
43. Laik güç -genellikle muahede olarak adlandırılan- Papalık ile yaptığı ve kiliseye ait dokunulmazlıklarla ilgili hakların kullanımını ilgilendiren dine dair anlaşmaları, Papalığın rızası olmaksızın, hatta onun karşı çıkması halinde bile feshetme ve geçersiz kılma yetkisini haizdir.
44. Sivil otorite, din, ahlak ve maneviyatın yönetimiyle ilgili konulara karışabilir; dolayısıyla papazların görevlerini yerine getirebilmeleri için Kilise tarafından yayınlanan talimatlar hakkında hüküm verebilir; dini törenlerin hazırlığı ve icrasıyla ilgili yasa koyabilir.
45. Hıristiyan bir devletin gençlerinin eğitim gördüğü devlet okullarının yönetimi -piskoposlarca (belirli ölçüde) verilen seminerler hariç- hükümete bağlıdır; öyle ki, başka hiçbir otorite okulların disiplinine, çalışma düzenine ve öğretmenlerin seçimine veya onaylanmasına müdahalede bulunamamalıdır.
46. Dahası, piskoposlarca verilen seminerlerde uygulanacak yöntemlerin belirlenmesi de sivil otoritenin yetkisindedir.
47. En iyi toplum kuramı, her sınıfın çocuklarına açık devlet okulları ve genellikle edebiyat ve felsefe eğitimi veren tüm eğitim kurumları, Kilise’nin otorite ve müdahalesinden muaf olmalı; çağa uygun olarak, kendi yöneticilerinin elindeki kamusal ve siyasal güce tabi olmalıdır.
48. Katolikler, gençliği eğitmek üzere, sadece doğal şeylere ve dünyevi sosyal yaşama odaklanan ve fakat Katolik inancı ve Kilisesi’nden bağımsız olan bir eğitim sistemini onaylayabilir.
49. Hükümet, Kilise’nin kıdemli piskoposlarının ve dindar insanların, Roma Başpiskoposu ile özgürce iletişim kurmasına mani olabilir.
50. Hükümet, Kilise’ye piskopos atayabilir ve atadığı piskoposların Kilise kurumlarında çalıştırarak, Papalıktan icazet almaksızın, herhangi bir piskoposluk bölgesinde görevlendirebilir.
51. Ayrıca, hükümet piskoposları azletme hakkına sahiptir ve piskoposluk kurumu ve piskopos tayiniyle ilgili konularda Roma Başpiskoposu’nun kararlarına uymak zorunda değildir.
52. Hükümet, kadın ve erkeklerin Kilise tarafından öngörülen mesleki yaş sınırını değiştirebilir ve kendi izni olmaksızın, hangi mezhepten olursa olsun, insanların dinsel yemin etmesine izin verilmemesini talep edebilir.
53. Mezheplerin hak ve ödevleri ve korunmasına dair yasalar yürürlükten kaldırılmalıdır ki, hükümet dini yaşamın yükümlülüklerinden kurtulmak üzere yeminini bozmak isteyen herkese yardımcı olabilsin. Hükümet, söz konusu cemaatlerin yanı sıra, kiliselerin, rahiplerin, hatta ruhban adaylarının da mal varlıklarını ve gelirlerini sivil gücün keyfi yönetimine tabi kılabilir.
54. Krallar ve prensler, Kilise’nin yargı yetkisinden muaf olduğu gibi, yargısal yetki itibariyle Kilise’den üstündür.
55. Kilise devletten, devlet Kilise’den ayrılmalıdır.
56. Ahlak yasaları ilahi yaptırıma ihtiyaç duymaz. İnsanlar tarafından yapılan yasaların doğa kanunlarıyla uyumlu olması ve bağlayıcı gücünü Tanrı’dan alması gerekmez.
57. Felsefe ve ahlak bilimi, ayrıca sivil yasalar, Kilise’nin yetki alanı içinde değildir ve olmamalıdır.
58. Madde’ye dair olanlar dışında hiçbir güç kabul görmemeli; ahlakın doğruluğu ve mükemmeliyeti, mümkün olan her anlamda, serveti artırmaya ve biriktirmeye, böylelikle hazzın tatminine bağlı olmalıdır.
59. Hak, maddiyatla ilgilidir. İnsani görev denilen şey, boş bir laftır ve insana dair tüm olgular hak gücüne sahiptir.
60. Otorite denilen şey, maddi güçlerin sayısından ve toplamından başka bir şey değildir.
61. Adil olmayan yasa, başarılı olduğu zaman bile, hakkın kutsal olduğu gerçeğine halel getirmez.
62. Müdahale etmeme ilkesi -böyle adlandırılıyor- ilan edilmeli ve bu ilkeye uyulmalıdır.
63. Meşru prenslere itaati reddetmek, hatta onlara isyan etmek yasaldır.
64. Ebedi yasaya aykırı olan herhangi bir kötü ya da alçakça davranışın yanı sıra, herhangi bir dinsel yeminin ihlali, ülke sevgisinden dolayı yapıldığında kusurlu değil, tamamen yasaldır ve en yüksek ödüle layıktır.
VII. ve IX. bölümler Hıristiyan evliliklere ve egemen başpiskoposun sivil gücüne dair hataları kınamaktadır.
77. Günümüzde, Katolik dininin, diğer tüm ibadet biçimlerini dışlayarak, devlet dini olarak kabul edilmesi uygun değildir.
78. Bu yüzden, bazı Katolik ülkelerde, oraya yerleşmeye gelen kişilerin kendi inançlarına has yöntemlerle ibadet etmelerine bir kamusal hak olarak izin verilmesi akıllıcadır.
79. Dahası, ibadet ve ifade özgürlüğünün halkın ahlakını ve aklını çok daha kolay yozlaştıracağı ve dinsel konularda tarafsızlık belasının yaygınlık kazanmasına yol açacağı yanlıştır.
80. Roma Başpiskoposu ilerleme/gelişme, liberalizm ve modern medeniyete razı olmalı ve bunlarla uzlaşmalıdır.
* The Syllabus of Pius IX, Dogmatic Canons and Decrees, The Devin-Adair Co., 1912.